Bina yıkımında kazalar peş peşe geliyor

1980’lı yılların sonunda özel hastane olarak yapılan, ancak daha sonra Pamukkale Üniversitesi’ne devredilen bina bir süre önce yıkılmaya başlandı. Ancak yıkım sürerken kazalar da peş peşe geldi. Önce hastanenin depo bölümünde bulunan oksijen tüpleri nedeniyle yangın çıktı, ardından bir yangın daha yaşandı.

Geçen hafta vincin devrildiği ve yine ucuz atlatılan yıkım çalışmalarında; Deha 20 Gazetesi’nin haberine göre genç bir kız yaralandı. Deha 20’den Ayhan Akar’ın haberine göre; dün sabah saatlerinde, yıkım çalışması süren binanın yanındaki işyerine girmeye çalışan özel firma çalışanı Başak G., kopan parçalardan birinin sırtına isabet etmesi sonucu yaralandı.

Yıkımda kepçenin çalışması sırasında üst katlardan büyük bir gürültüyle düşerek güvenlik alanı dışına taşan molozlar işyerinin korkuluklarını yıkarken, bir beton parçası da Başak G.’nin sırtına isabet etti. İlk müdahalesi aynı binada bulunan özel poliklinik tarafından Başak G., daha sonra Denizli Devlet Hastanesi Acil Servis’te ayakta tedavi gördü.

İşyerine girerken ölümden döndüğünü söyleyen Başak G., “Gürültüyü duyunca kaçmak istedim ama başaramadım. Beton molozlardan biri sırtıma isabet edince büyük bir acı hissettim. Orada daha fazla insan olabilirdi. Dikkatsizce yapılan yıkım sırasında insanlar ölebilirdi. Olayla ilgili Savcılığa şikayette bulunacağım” diye konuştu.

Aynı binada bir iş güvenliği firmasında görev yapan Halil İbrahim Uğurhan, daha önce vincin devrildiği yıkım çalışmalarının dikkatsiz yapıldığı ve güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu konusunda defalarca Merkezefendi Belediyesi’ne şikayette bulunduk. Bu kazadan sonra olay yerine gelen zabıta ekipleri ise umursamaz şekilde davranışlar sergiledi. ‘Daha ciddi önlemler alınması için birilerinin ölmesi mi gerekir?’ diye sorduğumuzda alaysı şekilde yaklaştılar” dedi.