Adaletsiz konkordato

2018 yılına damgasını vuran ekonomi gündeminde döviz kurundan sonra en çok konuşulan konu konkordato. Yani iflas anlaşması…Konkordato ilan eden şirket ve şahıs sayıları aralık ayı sonu itibariyle toplam 1549’ a ulaştı.

 

Konkordato;bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşmadır.3 şekli vardır; vade, tenzilat ve karma…

 

Konkordato ilan eden şirket hangi şeklini seçerse seçsin bundan en çok olumsuz etkilenen KOBİ’lerdir.

 

 

İsviçre Ceza İflas Hukukundan alıntı yapılarak tekrar düzenlenen konkordato kanunu meğerse ülkemiz için biçilmez kaftanmış!

09.06.1932 tarihli İcra ve İflas Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun ile 28.02.2018 tarihinde 7101 sayılı kanun düzenlenmişti.

 

Düzenlenen konkordato kanunu (7101 sayılı kanun) 12 ay bile geçmeden tekrar düzenleniyor. Eksikler giderilmeden deneme yanılma yöntemiyle uygulamaya geçiriliyor. Birde üstüne üstlük hileli konkordatolar ve eğitimsiz konkordato komiserleri ortaya çıkıyor.

 

 

Konkordato ilan eden firmaların ödeme planları yapılırken en büyük alacaklılar ile masaya oturuluyor  (alacaklıların yüzde 50’sigibi…)ve anlaşma yapılıyor.  Bunun dışında kalan ve ekonominin minimum yüze 55’ini sırtında taşıyan, KOBİ’lerin hali ne olacak? Mal ve hizmet tedarikçileri fasoncular,  büyük alacaklı olamadıkları için iflas mı edecekler?

 

Öncelikle KOBİ’lerin borçlarına yönelik ödeme planı yapılmalı ve büyük alacaklılarla vade yada tenzilat yöntemi ile anlaşma sağlanmalıydı. Oysa borçlunun mal varlığı ve büyük alacaklı işletmelerin alacakları korundu KOBİ’ler Allaha Emanet bırakıldı.

 

 

Konkordato ilan eden bir firmanın işçi servisini ele alalım.

Şirketten aldığı 50 bin liralık (4 aylık alacağı için ekstra 2ay vadeli ) çek, konkordato ilan edilmeden 3 gün önce karşılıksız çıkıyor.

Servisçi konkordato komiserine koşuyor biçare…

Komiser‘benden öncekiler beni ilgilendirmez süreci bekle’ diyor.

Ne yapsın servisçi?

Benzin istasyonuna, saniyedeki tamirciye, oto lastikçisine, mahalledeki bakkala, onu da geçtik okula yazlık sandaletle giden oğluna ne diyecek?

En yakın çare; kocasından kalan 3 kuruşluk dul yetim maaşıyla geçinen anasına durumu anlatıp çocuğa bir çift çizme almak için borç isteyecek.

Oğlunun durumuna üzülen konkordatonun ne olduğunu bile bilmeyen benim Anadolulu anam demeyecek mi“Gözün kör ola, boyun devrile  konkordatoooo!”

 

SMMM ÖZGÜL ÜNSAL